Monthly Archives: Ekim 2021

Orada Kaan İnce

“tiksintiler toplamı umutsuzluk sapağında ölüm”


Karıştırmayınız: çıkarma-çıkartma

Tecrübeli spiker-gazeteci Özlem Gürses, Hafta Sonu Ana Haber kuşağında aynen şöyle dedi: “Film festivali heyecanından çıkartma gibi Anadolu turuna geçelim isterseniz.”

Bahsettiği “çıkartma”, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz turu…

çıkarma: Bir kıyıya denizden ani olarak asker sevk etme

çıkartma: Bir yere yapıştırılıp ıslatıldığı zaman üzerindeki resim yapıştırıldığı yere çıkan, bu iş için hazırlanmış kendinden zamklı kâğıt


Akılalmaz yazar kasa!

“İnanılacak gibi olmayan, inanılmaz”ı tek kelimeyle nasıl karşılıyor TDK, biliyor muydunuz? Yazayım: akılalmaz. Gerçekten akıl almaz! Kim yumurtladı bu herzeyi acaba! Son günlerde reklamlarda da sık sık görüyordum. Anlaşıldı Vehbi’nin kerrâkesi! Netflix, AmazonPrime gibi körü körüne TDK’ye tapanların marifetiymiş bu!

Bakın, anlı şanlı TDK’de “satılan malları ve tutarlarını gösteren bir fiş veren, hesabı belleğinde tutan elektronik makine” neymiş? Okuyalım: yazar kasa.

“Akıl almaz”ı, “akılalmaz” yazıp “yazarkasa”yı “yazar kasa” diye insanlara belletmeye çalışmak… Bu Ülke‘nin münevveri Cemil Meriç, “akılalmaz” yazmayı bilmiyor ve TDK’nin çok bilmişleri ilim üstüne bilim fışkırtıyorlar!

“Yazar kasa”da iki farklı kelime bir araya gelip bambaşka bir kavramı ortaya çıkarıp karşılıyor. “Yazar”+”kasa” = Yazarkasa. “Yazar kasa” kelimesini görünce Orhan Pamuk, Ayşe Kulin gibi “kasa”sını dolduran “yazar”lar aklına düşmeyen beri gelsin!

“Akılalmaz” ha?! Hay sizin aklınıza!


Ona öyle demezler: hile hud’a!

Hile hud’anın olmadığı güzelim memleketimizde “hile hurda” olarak ara sıra kullanılan bu müterâdif (Ayrıca bkz. Radife Erten) sözün doğrusu şüphesiz ki “hile hud’a”dır. Yakın/eş anlamlı kelimelerle oluşmuş “gizli saklı, “mutlu mesut”, “yalan yanlış” da dil gezegenimize renk katarlar.

hud’a: hile, aldatma, düzen

hile: bir kimseyi aldatmak maksadıyla yapılan düzen


Günün deyimi

Hanımım, aşağıda da gördüm seni.


Günün kelimesi: hicap/hicab

“Utanma, utanç, mahcubiyet” anlamında kullanılıyor. Ve anlı şanlı TDK hicap duymaksızın bu kelime için şunu yazmış: “1. isim, eskimiş Utanma, utanç, sıkılma:”

Utanıp sıkılmadan bir kelimeye “eskimiş” diyen kafadır asıl “eskimiş” olan! “Hicap” her daim yeni her daim taptaze…


Zinhar demeyiniz: “Etik değil.”

Gönül rahatlığıyla “ahlaksızlık” diyebilirsiniz. Artık “etik” ve “ahlak”ın farklı kavramlar (mefhumlar) olduğunu Ece Ronay’dan, belki de Mehmet Ali Erbil’den öğrenirsiniz!

Tofaaan bu canikom!


Lâ-edrî

Söyleyemem derdimi hem-derdim olan âha bile

Belki şu sinedeki cangâha bile

Kendi bî-şüphe bilir râz-ı derunu yoksa

Ehl-i dil söyleyemez derdini Allah’a bile


Karıştırmayınız: dana/dânâ

dana: İneğin, sütten kesildikten sonra bir yaşına kadar olan yavrusu

dânâ: Bilgin, bilgili, bilen kimse