Akla zarar işler – 1

Diba Etiler

nosferatuhd_06

Maslak’ı berber reklamları istila etti desem yeridir! Dev gibi berber “billboard”larından kurtuluşunuz yok! Bir şekilde karşınıza çıkıyorlar. Tek tek masaya yatıracağım bu berberleri. Önce Diba ile başlıyorum.

Etiler, en “sosyetik” semtimizdir ya… Şarkıcılar, türkücüler, mankenler, televizyoncular falan orada oturur ya… E, haliyle bu nezih semtimizde “berber salonu” açılacak değildi herhalde!

“by Yüksel Arslan”, Farsça “diba” kelimesini bilinçli bir tercih neticesinde mi seçti acaba? “Altın ve gümüş işlemeli bir tür ipek kumaş” anlamına gelen bu kelimeyi seçmesinin ipuçlarını “velvet touch” adlı sloganımsı sözde bulabiliriz. David Lynch’in “Blue Velvet”ini seyredin, hâlâ seyretmediyseniz. Teşrihe devam. Kadife nasıl bir kumaştır? Yumuşak. Elde var bir. Kadifeye dokunmak nasıl bir histir? Abes bir soru, asbestli çorba gibi! Tabii ki yumuşak. Etti mi iki! Ve karşınızda “kadife dokunuş”un İngilizcesi… İngilizcenin uluslararası cazibesinden faydalanmaması düşünülemezdi elbette Diba’mızın. Unutmadan, “ba”yı kısa okumamanız gerekiyor.

Gelelim koca “billboard”un görseline. Mekânın sahibi “by Yüksel Arslan” modelliği de kimselere bırakmamış anlaşılan; lâkin (Muhteşem Yüzyıl etkisi) bana fena halde Werner Herzog’un 1979 tarihli “Nosferatu the Vampyre” filmini (Bütün güzelliğiyle Isabelle Adjani ile bütün ürkütücülüğüyle Klaus Kinski) hatırlattı verdiği poz veya o pozu her kim ona verdirme gafletinde bulunduysa. Kenarda köşede kalmış kadın berberleri bile “saç tasarlarken”, Diba da herhalde bu tasarlama modasından uzak kalamazdı. “Saçınızı Biz Tasarlarız…”daki o üç adet nokta ise ömre bedel! David Bowie’nin şarkısını ben tamamlıyorum: “Yaşasın” reklamcılar!

 

 

 

 


Yorum bırakın